Ertuğrul Özkök: Bodrum’a “bir adam” geliyor; kadınlar, siz bir adım geri lütfen

Posted by

Ertuğrul Özkök | Zamanın Ruhu 

Üç gündür Bodrum’dayım…

Hava kapalı ama sahil kasabalarını mevsim dışında da çok seviyorum…

İnsanlar azalınca, şehir eşyaları insanın daha çok güzüne batmaya başlıyor.

Üç gün boyunca Marina’dan başlayıp, yeni limanını ucuna kadar yürüyüşler yaparken gözüme çarpanları paylaşayım sizinle.

Tabii ki ilk göze çarpan şey, yerel seçim afişleri oluyor…

Adayların en çok kullandıkları mecra da küçük ışıklı panolar…

Daha yürüyüşümün başında bir adayın sloganı güm diye kafama çarptı…

“Bir Adam Geliyor…”

Fotoğraf da tam fotoğraf…

Adam yani…

Benim bildiğim Bodrum’a hep kadınlar gelirdi 

İlk gittiğim 1968 yılından beri Bodrum’u hep kadın yanı ağır basan bir kasaba olarak görür, hissederdim.

Yani burası  bana hep “kadınların geldiği” kasaba gibi göründü. 

Meğer bu seçimde oraya “bir adam” geliyormuş…

Dikkat…

Hem de İyi Parti’nin adayı…

Yani genel başkanı kadın olan bir partinin…

Demek ki Bodrum’un sorunlarını çözmek için buraya “bir adam” lazımmış…

Herhalde bu sloganı bulanlar “harika bir fikir” olarak görmüştür bunu…

Hatta “adam gibi adam” bile değil…

Direkt damardan, sadece bir adam…

Fotoğrafı biraz büyüterek yandaki slogana bakın 

Üstelik ikinci mottosu da ne bilmiyor musunuz?

Fotoğrafı biraz büyüterek bakarsanız onu da göreceksiniz:

“Duygu kazanacak…”

“Bir adamın duygusu” mu yoksa “Duygulu bir adam mı?”

Fotoğrafa bakarak bu sorunun cevabını veremedim.

Siz çıkarabilirseniz bana da söyleyin lütfen.

Bodrumlular bu duygu dolu adamın adını bir kenara yazın:

Raşit Emir Süer…

Bodrum’a belediye başkanı mı seçiliyor yoksa Ankara’dan bürokrat mı tayin ediliyor?

Gelelim öteki adaylara…

CHP’nin Muğla Belediye Başkan adayı Ahmet Aras…

Tanıyorum.

Bodrum’da onu hiç kravatlı görmedim.

AKP Belediye Başkan adayı Aydın Ayaydın…

Sık sık görüyorum. Vallahi de billahi de hiç kravatlı görmedim.

Hatta Bodrum’un genç belediye başkan adayı Tamer Mandalinci bile kravatlı ve iki dirhem bir çekirdek.

Hepsi de afişlerde lacileri çekmiş, bakanlık bekleyen milletvekili havasında.

Fotoğraflar kravatlı…

Hepsi grand faça…

Kravatlar sımsıkı bağlanmış…

Bodrum’a, Muğla’ya belediye başkanı değil, cumhurbaşkanı seçiliyor sanki…

Yahu arkadaşlar burası Bodrum…

Gevşetin şu kravatları biraz…

Bize bürokrat değil, Ege neşesini getirecek insan lazım.

Bu kasabada bu kıyafetle çalışmaya kalkarsanız…

Neyse bana düşmez…

Önemli olan kıyafet değil, getirilecek hizmettir deyip geçelim.

Müjde, bu defa Bodrum’un da “milli ve yerli” bir adayı var

Unutmadan bütün seçmenlere duyurayım.

Bu defa seçimlerde Bodrum’un “Yeri ve Milli” bir adayı da var.

Meğer Türkiye’de adı “Yerli ve Milli Partisi” olan bir parti de varmış.

Sloganları şu:

“Yerliyiz ve Milliyiz…”

Onlar da lacileri çekmişler.

Grand faça…

Yani Bodrum ve Muğla’nın bütün adayları terbiyeli, mazbut, kılık kıyafetleri düzgün iyi  “adamlar…”

İçin rahat olsun Bodrum ve Muğla…

Kim seçilirse seçilsin, şehir mazbut insanların elinde olacak.

Önce Hadigari gitti; barlar sokağı artık barlar sokağı değil 

Bodrum’da bir zamanlar “Barlar Sokağı” vardı; artık yok.

Önce Veli Bar gitti…

Sonra Hadigari…

1974’de açılmıştı…

Şehir efsanesine göre, buraya isim ararlarken birisi “Hadigari koyverin bir isim” deyince adı Hadigari olmuştu.

Erol Simavi de müdavimleri arasındaydı.

Mick Jagger’ın üç gece üst üste gittiği bardı orası.

2013 yılına kadar dayanabildi.

Şimdi de Fora’nın yerine bir müze kurulmuş.

 Milli ve yerli Bodrum “Türkiye Türklerindir” sloganından “Türkiye milletindir”e geçmiş 

Fora’nın yeri şimdi sergi salonu olmuş.

Adı “Bodrum Belediyesi Mousolos Sergi Salonu”

Şu an orada “Ata” konulu bir sergi var.

Rıfat Baltaoğlu’nun Cumhuriyet altını temalı eserleri sergileniyor.

Bütün eserlerde Cumhuriyet altının üzerinde şu yazıyor:

“Türkiye Milletinindir…”

“Türkiye Türklerindir” sözü Hürriyet gazetesinin üzerinde hala duruyor ama Bodrum’da Cumhuriyet  altının üzerinden kalkmış.

Bodrum’dan dünya sokak kültürüne bir ilk: Sokak avizesi 

Üç gün boyunca sahilde yürürken her defasında takıldığım şey ise devasa sokak avizesi oldu.

Eski Küba barın yerine açılan yeni mekanın üzerine devasa bir avize asılmış.

Hayatımda sokak üstünde ilk defa böyle devasa bir avize görüyorum.

Yazın ışıkları yanınca nasıl olacak merak ediyorum.

İçimde, çocukluk yıllarımdan beri taşıdığım bir “Kitsch” duygu vardır.  Kitsch kültürünü severim.

Bence dünya Kitsch kültüründe klasmana girebilecek bir eser olmuş.

Yazın görmeyi merakla bekliyorum.

Bodrum’un en keyifli sokak köpeğini seçtim 

Bodrum’un sokak köpekleri benim için kasabanın en güzel canlı dekorları…

Üç gün boyunca sahilde sakin şekilde yatan köpeklerin arasından geçerek yürüdüm.

Onlar bana ülkemi daha da sevdiriyorlar.

Herhalde dünyanın en sakin şehir köpekleri bizimkilerdir.

Yazın Mudo’nun Marina’daki mağazasında serin yerlerde yatan köpekler bana ülkemizin en insani yanlarından birini anlatıyor.

Çünkü giren insanların hemen hepsi, onları mağazanın doğal mensubu olarak görüyor, hiç oralı olmuyorlar.

Mudo çalışanlarını da çok seviyorum.

Onları mağazanın doğal vitrini olarak görüyorlar.

Ama üç gün boyunca Bodrum’un en keyifli köpeği Marina’daki mağazaların girişinde sırt üstü keyif yapan bu köpekti. 

Dünyada en sevdiğim şarap bardağını en güzel tutan kadını kaybettik 

Iris Apfel’i kaybettik…

‘Kimdir o’ derseniz, benim için “Dünyada en sevdiğim şarap bardağını en güzel tutan, taşıyan kadındı” diyebilirim.

Paşabahçe’nin yarattığı “Nude” bardakları bugün dünyada birçok Michelin yıldızlı restoranın üst sınıf şarap bardağı haline geldi…

Bende alışkanlık değil, resmen bağımlılık yarattı.

Başka bardakta şarap içemiyorum artık.

Hatta bazı yerlere kendi bardağımı götürüyorum.  

İşte o ‘Nude’ bardağın dünyadaki reklam yüzü Iris Apfel’di…

102 yaşındaydı ve bütün dünyanın en tanınmış moda ikonlarından biriydi.

Onun için “Geriatric Starlet” deniyordu. 

Devasa gözlükler, abartılmış rujlarıyla olağanüstü bir insandı.

Sadık bir tüketici olarak Paşabahçe’ye ricam 

Paşabahçe müthiş bir vizyonla onu Nude’un yüzü yapmıştı.

Bu arada yeri gelmişken içimde kalan bir şeyi de yazayım.

Paşabahçe Nude ile olağanüstü bir marka yarattı.

Ama son iki üç yıldır o markayı öldürüyor gibi bir duygu var içimde.

New York Times’ın geçen yıl sonunda yayınladığı en iyi şarap bardakları listesinde Nude’un bir tek kadehini bile göremediğimde çok üzüldüm.

Oysa “Zero Stem” modelinin taklitleri artık bütün dünyanın önde gelen şarap bardakları haline geldi.

Paşabahçe yetkililerinden sadık bir kullanıcıları olarak rica ediyorum.

Lütfen biraz yatırım yapın bu olağanüstü Türk markasına.

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir